2020 Felaket Yılı Oldu

by Türkçe Haber Ajansı

SHAFAQNA-Miladi 2020 yılı sona erdi fakat geçen yılda batı Asya’da yaşanan olaylara bakıldığında, bölgede yaşanan gelişmelerin başlıca kurbanlarının siviller olduğu anlaşılır.

2020 yılında Koronavirüs, tüm dünyada ve tabi ki batı Asya bölgesinde bir çoklarının hayatını kaybetmesine sebep oldu. Buna rağmen batı Asya bölgesinde binlerce sivil, dayatılan şiddet olayları ve savaşlarda hayatını kaybetti, bu yüzden 2020 yılı bölgede siviller için kara bir yıl oldu, tabi ki istatistikler de bu gerçeği doğruluyor.

Yemen silahlı güçler sözcüsü Tuğgeneral Yahya Seri 4 Ocak günü yaptığı açıklamada, son bir yılda Suudi koalisyonun Yemen topraklarına yönelik 13 eyalete en az 8.888 hava saldırı gerçekleştirdiğini bunlardan 410’unun İHA’larla yapıldığını ve bu yüzden yüzlercenin öldüğü ve binlercenin de yaralandığını, sivillerde büyük mal kayıplarına neden olduğunu duyurdu.

Diğer yandan İsrail İnsan Hakları Bilgi Merkezi Betselim yayınladığı raporda geçen yıl aralarında 7’si çocuk olmak üzere 27 Filistinlinin İsrail rejimi askerlerinin kurşunlarına hedef olarak şehit olduklarını duyurdu.

4 Ağustos tarihinde Beyrut limanında yaşanan korkunç patlamada yaklaşık 200 kişi hayatını kaybederken en az 7 bin kişi de yaralandı.

Irak’ta geçen yıl yaşanan gösterilerde en az 400 kişi öldü ve 7 bini de yaralandı.

Suriye’de can kayıpları hakkında kesin veriler yok fakat binlerce insanın geçen yıl Suriye’de yaşanan terör savaşında öldürüldüğü biliniyor.

Batı Asya ülkelerinde sivillerin ölümü veya yaralanmasına ilaveten büyük maddi hasarlara da maruz kaldılar. Yemen, Lübnan ve Filistin’de sivillerin bir çoğu evini ve mesleğini kaybederek mülteci duruma düştürler.

Yine Betselim bu bağlamda yayınladığı raporda siyonist rejimin geçen yılda Filistinlilere ait 729 evi, ruhsatsız oldukları bahanesi ile yıkarak aralarında 519’ü çocuk olmak üzere 1.600 Filistinlinin mülteci ve avare olmasına sebep olduğunu belirtti.

Tüm bunlar batı Asya bölgesinde sivillerin maruz kaldığı şiddetlerden aldığı yaraların sadece küçük bir bölümüdür. Bu listeye işgal edilen Filistin topraklarında ve Suudi Arabistan’da tutuklananlar, Gazze ve Yemen’e uygulanan ambargo nedeni ile tedavi olma şansı olmadan hayatını kaybeden hastaları veya Yemen’de kötü beslenme ve açlıktan ölenlerin sayılarını eklemek gerekir.

Bazı Afrika ülkeleri de aynı durumu yaşıyor olabilir fakat batı Asya’da yaşanan şiddet bu insanlara dayatılmıştır. Suudi koalisyonun Yemen’e karşı savaşı, bir iç mesele değildir, yoksul Yemen halkına dayatılan bir savaştır. Gazze şeridinde yaşanan kuşatma, şiddet ve savaş, bir iç mesele değildir, siyonist rejimin işgalci siyasetleri ve yayılmacılığının sebebidir. Hatta Suriye, Lübnan ve Irak’ta da yaşanan durum önemli oranda yabancı müdahalesinden kaynaklanıyor.

Batı Asya’da dayatılan şiddet ve savaşların şekillenmesindeki en önemli etken, sahte rejim İsrail’in bölgedeki varlığından kaynaklanıyor. Batı ve özellikle Amerika, korsan rejimin güvenliğini sağlama hedefi ile bölge ülkelerin içinde veya aleyhinde şiddetin yaşanma ortamını oluşturmuştur.

Bu yüzden direniş eksenine karşı yer alan ve bu çekişmede sadece insan haklarına riayet etmemekle kalmayıp üstelik sivillere karşı şiddeti, direniş eksenine baskı aracı olarak kullanan şiddet sarmalı, bir siyasi çekişmenin başka versiyonudur.

Bu durum tabi ki “Trumpizm” sayesinde daha da güçlenmiştir, zira Trump tarzı diyalogda insan haklarının yerini nefret ve şiddet almıştır.

Şunlar da hoşunuza gidebilir

YORUM YAP

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.