SHAFAQNA– Şaban Ayının on beşinci gecesi, Kadir gecesi gibi ihya edilmeli ve bu amel toplumda kökleştirilerek bir kültür haline getirilmelidir. Zira bu geceyi ihya etmenin çok sevabı vardır.
Hüccetül İslam Habibullah Ferehzad Şaban ayının on beşinci gecesi münasebetiyle Hz. Masume’nin (a.s) Harem-i Şerifinde yaptığı konuşmada Şaban ayının şefaat ayı olduğunu vurguladı ve şöyle konuştu: Çünkü Peygamberimiz (s.a.a) kıyamet gününde Şaban ayı içinde kendisine salat-u selam gönderenler hakkında şefaatçi olacaktır.
Ferehzad sözlerine şöyle devam etti: Şaban ayının ortası, özel bir fazilete haizdir ve insanlığın kurtarıcısı olan Hz. Mehdi’nin bu günde doğmuş olması “nur üzerine nur misali” bu gecenin faziletine fazilet katmıştır. Rivayetlere göre kadir gecesinin ardından Şaban ayının on beşinci gecesi yılın diğer tüm gecelerinden daha faziletlidir. Bir bakıma Kadir gecesinin kaim-makamı olup özel fazilete haizdir. Buy gecede dua, münacat, secde ve geceyi ihya etmenin son derece değeri vardır. Ne yazık ki bu gece Kadir gecesi gibi ihya edilmiyor; hâlbuki Şaban Ayının on beşinci gecesi, Kadir gecesi gibi ihya edilmeli ve bu amel toplumda kökleştirilerek bir kültür haline getirilmelidir. Zira bu geceyi ihya etmenin çok sevabı vardır.
Hüccetül İslam Ferehzad bu gecede Yüce Allah’ın kendisine doğru yükselen hiçbir sesi cevapsız bırakmayacağına dair yemin etmiş olduğunu İmam Bakır’dan (a.s) naklettiği bir rivayete dayandırarak şöyle konuştu: Bu rivayete göre Şaban ayının on beşinci gecesinde Yüce Allah’ın lütfu insanların halini kuşatacak ve günahlarının affını sağlayacaktır; zira Allah bu gecede hiçbir çağrıyı cevapsız bırakmayacağına dair yemin etmiştir.
Ferehzad, Kur’an-ı Kerim’de 100’den fazla ayetin Hz. Mehdi (a.s) hakkında yorumlandığını ve birçok ilahi vaadin ise o hazretin zuhuruyla gerçekleşeceğini vurgulayarak şöyle konuştu: “Hak geldi, batıl yok oldu” ayetinin en bariz misdakı Hz. Mehdi’dir; zira onun zuhuru ile dünyadaki tüm batıllar yok olup gidecektir. Onun zamanında tüm batıllar ortadan kalkacak, dünya adalet ve hakkaniyetle dolacaktır.
Ferehzad sözlerini şöyle sürdürdü: Rivayetlere göre zamanının imamını tanımadan ölen kimse cahiliyye ölümü ile dünyadan gitmiş olur; bunun manası şudur: Dinsiz ve mezhepsiz bir şekilde ölmüş olur. Çünkü insanın tüm amelleri Allah’ın hüccetinin bereketi vasıtasıyla kabul edilir. Allah’ın hüccetini tanımamak, aslında Allah’ı tanımamaktır. İnsanın bedeni nasıl oksijene ve suya muhtaçsa ruhu da ilahi hüccete muhtaçtır; onun sayesinde manevi hayatını sürdürür. Allah’ın hüccetini tanımadığında veya ondan kopup ayrıldığında ise ruhu bir ölüye dönüşür.